KİTABIN ADI
|
Bende Yazdım (1 nci Cilt)
|
KİTABIN YAZARI
|
Celal
BAYAR
|
YAYINEVİ VE ADRESİ
|
Sabah
Kitapçılık / İstanbul
|
BASIM
TARİHİ
|
1997
|
KİTABIN YAYIM MAKSADI
|
Türkiye
Cumhuriyeti'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı ve Atatürk' ün Silah Arkadaşlarından
Olan Celal Bayar Birinci Dünya Savaşı Sonucunda İmzalanan Mondros
Mütarekesi’nin Akabinde Milli Mücadeleye Zemin Hazırlayan Olayları
Meşrutiyetten İtibaren Sıralayarak, Genç Nesillere Aktarmak Özellikle
İnkılapların Değerini Göstermek İçin Bu Kitabı Kaleme Almıştır.
|
KİTABIN ÖZETİ
:
Bu kitapta Atatürk'ün silah arkadaşlarından olan
Türkiye'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın Birinci Dünya Harbi öncesi
Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi durumu, yaşanan önemli olaylar ve mütarekenin
ilk hazırlık çalışmalarıyla ilgili tespit ve yorumları yer almaktadır. Celal
Bayar'ın kendisi İttihat ve Terakki Cemiyetinin içinde bulunan bir kişi olarak
aynı zamanda bu cemiyetinin durumu ve yapısı hakkında da bilgiler sunulmuştur.
1 nci cilt 11 bölümden
oluşmaktadır:
1. Bölüm :
Birinci
Dünya Savaşı'nın son günlerinde yaşananlar anlatılıyor. Müttefikimiz olan
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan mağlup, Almanya ise bitkin
bir durumdaydı. Bulgarların mütareke teklifi diğer müttefikleriyle beraber
Osmanlı kabinesini de sıkıntıya sokmuştur. Burada üzerind edurulan konular
arasında, Talat Paşa kabinesindeki fikir ayrılıkları ve kabinenin istifası,
Sultan Vahdettin’in olumsuz ve güven vermeyen kişiliği, ayrıca son Suriye ve
Filistin muharebelerinde o sırada ordu komutanı olan Mustafa Kemal Paşa'nın
oynadığı müsbet rol bulunmaktadır.
2. Bölüm :
Harbin
son günlerinde Padişah Mehmet Reşat vefat etmiştir. Yeni Padişah Vahdettin'in
tahta çıkışı ve yemini Talat Paşa kabinesinin istifasıyla yeni kurulan İzzet
Paşa kabinesinin göreve başlaması ile ilgili olaylar kitabın bu bölümde yer
almaktadır. Mustafa Kemal Paşa'nın siyasi görüşleri ve yeni kabinenin
kurulmasındaki rolü özellikle vurgulanmakta. (Mustafa Kemal Paşa savaşın
kaybedilmiş olduğundan hareketle acilen yeni bir kabine kurulmasını ve durumun
daha da kötüye gitmesine mani olmak için gerekirse müttefiklerden ayrı hareket
etmek gerektiğini bildiriyor). İzzet Paşa kabinesinin ilk icraat olarak Wilson
prensiplerinden hareketle her millete kendi bağımsızlık hakkını vermek
gerektiği, bu meyanda hilafet ve saltanat makamına bağlı kalmak şartıyla Arap
vilayetleri meselesinin de halledileceği şeklinde özetlenebilecek bir beyanatı
söz konusudur. Araplarla ilgili olarak Cihan Harbi’nin başlangıcında
şeyhülislam fetvalarıyla ilan edilen cihadı mukaddese rağmen Arapların
İngilizlerle işbirliği yapmaları Sir Ronald Storus adındaki doğu kültürleri
araştırmacısının hatıratından örneklerle anlatılıyor.
3. Bölüm :
İstanbul
ve İzmir'deki durum Türk tebaadaki hüzün, Rum tebaadaki sevinç hali, mütareke
ve barış teşebbüsleri anlatılıyor. Ayrıca mütareke (ateşkes) antlaşmasıyla
ilgili olarak Osmanlı kabinesinin ve İngilizlerin teklifleri maddeler halinde
sıralanıyor.
Osmanlı
hükümeti memleketin hiçbir noktasına yabancı askeri kuvvet çıkarılmayacağı
şartını ileri sürerken İngiliz tarafı bütün önemli noktaların işgali ve
haberleşmenin kendi kontrollerine bırakılmasını, deniz, kara ve demiryollarının
İtilaf Devletleri’nin kontrolüne verilmesi şartlarını öne sürmüşlerdir. Osmanlı
Hükümeti sekiz maddelik, İngiliz tarafı yirmibeş maddelik bir mütareke öne
sürmüştür.
4. Bölüm :
Meclisi
Mebusan’da mütareke ile ilgili müzakerelerin tutanakların tamamı
sadeleştirilerek aktarılmış, Osmanlı tarafını Rauf Bey başkanlığındaki heyet,
İtilaf Devletlerini de Amiral Galthorpe temsil etmektedir. Bu görüşmelerde,
İtilaf Devletlerinin şartlarıyla Osmanlı Hükümetinin şartları uyuşturulmaya
çalışılmıştır (ilk dört oturumdan sonra). Yirmibeş maddeden dokuzu Osmanlı Hükümeti’nce
kabul edilmiş, yedisi tadilat şartıyla, beşi kısmen kabul edilmiştir. Üç madde
hakkında izahat istenmiş, on madde (Toros tünellerinin müttefikler tarafından
işgali) reddedilmiştir. Daha sonra beşinci oturumda mütarekenin son olarak
müzakeresi yapılmış ve Mütareke İngilizlerin istediği şekilde kabul edilmiştir.
5. Bölüm :
Burada
İlk olarak Mondros Mütarekesi'nin kesinleşen metnine yer veriliyor. Mütarekenin
Osmanlı İmparatorluğu aleyhine çok ağır şartlar taşımasına ve İngilizlerin
istediği gibi şekillenmesine rağmen İngilizlerin yine de Mütareke Hükümlerini
bozdukları, özellikle Musul'un işgalinde keyfi davrandıkları mütalâası göze
çarpıyor. Yine bu bölümde Mustafa Kemal Paşa’nın mütareke hakkındaki görüşleri
yer alıyor. Mustafa Kemal Paşa, mütareke şartlarının çok ağır ve haksız
olduğundan bahisle Genelkurmay Yüksek Başkanlığı'nın çalışmalarına ayak
uyduramama durumunda töhmet altında kalacağını, gerekirse kumandayı hemen
teslim edebileceğini İzzet Paşa'ya bildirmiştir.
6. Bölüm :
Kitap
burada, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin son toplantısına ve Talat Paşa'nın
harbe giriş sebeplerini izah eden nutkuna yer veriyor. Talat Paşa özetle,
öteden beri büyük bir Avrupa devleti ile anlaşmak durumunda olduğumuzu, İngiliz
ve Fransızların buna yanaşmadıklarından dolayı istekli olan Almanya ile ittifak
kurulduğunu ve müteakiben Almanya ile Rusya arasında harp başladığı için bizim
de harbe girmek zorunda kaldığımızı dile getiriyor. Öte yandan, Mustafa Kemal
Paşa'nın harbe girilmemesi gerektiği yolunda fikirleri ihtiva eden mektuplarına
yer veriliyor. Mustafa Kemal Paşa Almanlar ve Almanlarla beraber bulunanların
mağlup olacağından emindi. Bu yüzden harbe girmeye karşıydı.
Yine
İttihat ve Terakki'nin Tecettüt Partisi adı altında faaliyetlerine devam kararı
aldığı zikrediliyor. Son olarak da İttihat ve Terakki ileri gelenlerinden ve
Osmanlı İmparatorluğu’nu harbe sokan Talat, Cemal ve Enver Paşalar ile
diğerlerinin yurt dışına çıktıkları anlatılıyor.
7. Bölüm :
Bu
kısımda, İttihat ve Terakki Cemiyeti' nin kuruluşundan ve gayesinden
bahsediliyor. Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti 1906'da kurulmuştur.
Türkiye'deki teşkilatı gizli bir ihtilal komitesi şeklinde olup, Avrupa'da
bulunan İttihatçılar'ın kimliği belli olarak çalışılmıştır. Cemiyet 2 nci
Abdülhamit'in istibdadına son vermek, 1876 Kanuni Esasisinin yeniden yürürlüğe
konmasını sağlamak ve bu vesileyle milli iradeyi temsil eden Osmanlı Meclisi
Mebusanının açılmasını sağlamak amacındaydı.
6 Haziran 1908'de Reval (Estonya) şehrinde, İngiltere Kralı ile Rus
Çarı arasında bir mülakat oldu. Bu Rumeli’deki Türk tebaayı, Rumeli'nin elden
gideceği şeklinde heyecana sevketti ve yer yer kıpırdanmalar başladı. Bunun
üzerine İttihat ve Terakki genişleme kararı aldı ve İhtilal hareketini
hızlandırdı. Müteakiben 22 Temmuz 1908' de cemiyetin Manastır'daki merkezinden
Padişah'a telgraf çekilmiş ve cemiyet açık faaliyetlerine başlamıştır. Sonuç
olarak 23 Temmuz 1908'de Kanuni Esasi yeniden yürürlüğe girmiştir.
8. Bölüm :
Burada
Meşrutiyet'e karşı bir ayaklanma olan 31 Mart Vakası anlatılıyor. 31 Mart
ayaklanmasını başlatanlar "Şeriat isteriz, padişahım çok yaşa" diye
bağırarak taraftar toplamışlar ve Meclisi Mebusan'a baskı yapmak istemişlerdir.
Asilere isteklerinin kabul edildiği bildirilmek suretiyle isyan durdurulmuştur.
9. Bölüm :
Bu
bölümde 31 Mart isyanının çeşitli yansımalarından ve alınan tedbirlerden
bahsediliyor. Özellikle doğuda, Erzurum ve Erzincan'da olaylar çıkmış ve
isyancılar "şeriat isteriz" diye ortalığı birbirine katmışlardır.
Ancak bu isyanların da bastırıldığı görülüyor. Yine isyanı teşvik eden Derviş Vahdeti'den
ve Volkan gazetesinden bahsediliyor. Volkan gazetesi ‘İttihad-ı Muhammedi
Cemiyeti'nin yayın organıydı. Bu cemiyete Abdülhamit'in hafiyeleri ve Şehzade
Vahdettin Efendi de kaydolmuşlardı. Bu bölümde ayrıca yine Osmanlı Birliği
Heyeti adıyla oluşturulan ve uzlaşma zemini bulmak isteyen parti, cemiyet ve
gazetecilerin toplandığı bir oluşum hakkında bilgi veriliyor.
10. Bölüm :
Avrupa'daki aydın Türklerin çalışmaları anlatılıyor. Bunlardan Prens Sabahattin
Bey'den ve onun Adem-i Merkeziyetçilik fikrinden bahsediliyor. Devletteki
merkeziyetçilik sistemi şahsi teşebbüsü engellediği için ilerlemeye mani
oluyordu. Prens Sabahattin fikirlerini bu çerçevede geliştirmiş ve yaymaya
çalışmıştır. Bu fikirlere muhalif olan Ahmet Rıza Bey ise, Merkeziyetçilik
fikrini savunmuş, Adem-i Merkeziyetçiliğin İmparatorluğu parçalanmaya
götüreceğini savunmuştur.
11. Bölüm :
Osmanlı
basınının önemli dergi ve gazetelerinden ve sahiplerinden bahsediliyor. Hüseyin
Cahit - Tevfik Fikret arasındaki çekişmeye yer veriliyor.
Genelkurmay
Başkanı Ahmet İzzet Paşa, Gazi Ethem Paşa, Ahmet Rıza Bey gibi şahsiyetlerin
meşrutiyet idaresinin hürriyet ortamını istismar eden Volkan Gazetesi ve diğer
matbuatın kontrol altına alınması yolundaki çabalarına yer verilmiş. Bunlara
rağmen, Hüseyin Hilmi Paşa kabinesinin aczi ve zaafı, 31 Mart Vakası’nın patlak
vermesine yol açmıştır; ancak Mustafa Kemal'in bizzat adının verdiği ve
kumandanı Mahmut Şevket Paşa olan Hareket Ordusu isyanı bastırmıştır.
Not : Kitap
özetlerindeki fikirler yazarların özel fikirlerini yansıtmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder